Kırmızı, sarı renklerin güzelliğine bürünmüşken yapraklar ve yağarken yağmur tek tük damlalar halinde,başlar yavaştan dökülmeye yapraklar ve yağmur deli damlalara dönüşür anide.İşte o an  hazan mevsiminin hüznü değer yüreğine.Sonbahar son adımını atmıştır,ilk adımını atacak kış mevsiminin ilk gününe…

Kar yağar,bütün renkler donuklaşır,gözlerinizde.Bir tek beyaz öylesine güzeldir ki , değdiği, dokunup kaldığı her nesnede, beyazı gökkuşağıymış gibi hissedebilirsin yüreğinde.Beyaz,renk cümbüşüne dönüşünce yüreğinde ,gözlerinin bakışında yaklaşmakta olan baharın resmini düşlersin.İçin ısınır birden,üşüdüğün kış günlerinde…

İlkbahar, çocukların mutluyken attıkları şen kahkahalarını  güzel bir şarkının melodisi gibi hissedebilen her cana her cansıza,yeniden doğmuşçasına nefes veren mevsimdir.Küçücük bir tomurcuk,açan çiçekler,yanında yürüyen bir kumru ,uçurtmasını uçuran bir çocuk,yüreğin kırmızı mavisine öyle bir dokunur ki,hayat her renktir…

Yaz  mevsimi, tek renktir, mavi, mavinin her tonu. Arada birde yosun yeşili gelir aklıma.Deniz,delicesine sevdiğim mavim.Güneşin en sıcağı bunaltsa da Dünya’yı, yaz mevsiminde mavinin her tonu serinliktir,bu güzel mevsime…

Ve bu sabah yürümeye başladığımda çıplak dalları yeşile bürünmüş ağaçları görünce, zamanın  attığım bir adımdan daha kısa bir an olduğunu bir kere daha hatırlayıp, her mevsimin tüm renklerini yaşamanın güzelliğini yüreğimde hissedebildiğim için gülümsedim.

Mevsimler, hayattın bize sunduğu renklerdir.Şimdi mevsim bahar.Güne umutla  gülümseyin.Günaydın…

Masalların sonu gökten üç elma düştü, diye biter. Her elma , elma bana verilsin diyenin yüreğinden istediği bir dilektir,aslında.

Masalın sonunda başımızı kaldırırız, elmayı görmek,tutmak adına.

Bende bu sabah yürürken gökyüzün güzelliğinde süzülen üç kuşu görünce,bir masal sonu düşledim.Masalda burada biterken gökyüzünde dolaşan üç kuş, yeryüzüne bırakıvermiş dileğinizin anahtarı olan sözcükleri.Yakalayın,yüreğinize koyun özgürce uçan kuşların  sözcüklerini. Ve derin bir nefes alarak  başlayın yeni gününüze.

Çocuk yüreğimizin masalları güzelliğinde bir gün olsun,günaydın…

Öyle uzağız ki  bir o kadarda yakın. Dokunabildim demek, yalanın gerçekçisi.Suya düşen binlerce ışığına düşen bir gölgeyim, yürüdüğüm yol boyunca.Ve sen ışıklar içinde her doğduğun yeni günde topraktaki ağaçlara,otlara,çiçeklere,gökyüzündeki uçuşan kuşlara,gelip geçen uçağa,denizdeki gemilere,kimi zaman duru bir göle dönüşen denize kimi  zamanda oynaşan dalgalarının  kıvrımlarına,sevimli yol arkadaşlarıma

öyle bir can katıyorsun ki, renklerin dansına dönüşüyor her birinin gölgesi.Arada sen saklansan  bulutların arkasına, tek değişen renklerin dansındaki ton farkları oluyor,usulca.

Bugün çektiğim fotoğraflara bakarken,umarım ki,güneşin yarattığı renklerin dansında, müziğin sesini duyar,güne dans ederek başlarsınız.

Bir an güneşi doğacak sandım,birden kendini bir iki damla yağmur yağdırıp duran kara bulutlara teslim etti.Güneş yoktu,sert rüzgarın ve arada atıştıran tek tük yağmur damlalarına eşlik eden denizin  keskin yosun kokusu,birkaç martının süzülüşü ve limana giren yolcu gemisinin adımlarıma eşlik etmesi,öylesine güzel sesliliklerin yüreğime nefes aldıran sessizlikleriydi.Gününüz bugün gri siyah bulutlara açılsa da, siyahı beyaz gördüğünüz bir anınız mutlaka olacaktır. Yüreğimizin bakışını renklere boyamak bizim elimizde.

Günaydın…

Puslu bir güne başlarken her zaman ki gibi yüreğimdeki düşlerle birlikte gri renklerin bakışımda renk cümbüşlerine dönüşeceğini bildiğimden, adımlarken kıyı boyunu gülümseyerek başladım,yeni haftanın ilk gününe.Ve geçerken uğradığım annemin bahçesinde dün diktiği çiçeğe merhaba ,hoş geldin toprağına,dedim.Güne başlayanlar ya da uyanıp başlayacak olanlar,gününüzü yüreğinizin bakışıyla yaşayabileceğiniz bir gününüz olsun.Günaydın...