Ben
,yüreğime gülümsemeyi ilke edinmişken,bu zaman aralarında vatanımın gençliğine
,halkına ,doğasına,kısaca canlı cansız tüm varlıklarına benim bildiğim
doğru,benim kurallarım geçerli baskısı uygulandıkça hiç umudu kaybetmedim.Yine
de gülümsedim,çarelerin tükenmeyeceğini bilen biri olarak.Kendinizin de
söylediği gibi en güzel çare sandıktı da adaletin kılıcının bu kadar dengesi
yitirdiği bu zamanlarda seçim sonuçları yalansız çıkar mıydı?Yine de umudum
vardı.Ta ki bizim toplumumuz en küçük birimi aile sınırlarımızın içine
en
doğal hakkınızmış gibi girmeye çalışmanıza kadar.Kızlı erkekli yaşama
dedim,aile demedim de dersiniz diye o çocukları,gençleri biz ailede büyüttük…
Meşru
olan, meşru olmayan durumlar diyerek ,bizim(anne ve baba) doğurup
büyüttüğümüz,belli yaşa getirdiğimiz özgür bireylere,canımız evlatlara bu hafta
yaptığınız hakaretler,yaşam alanlarına karışma hakkına kadar giden ki hiçbir
demokratik ülkede yaşanmayacak bir durum ki sizin adını almaya
korktuğunuz,bizim ise tüm sesimizle söylediğimiz Atatürk’ümüzün kurduğu Türkiye
Cumhuriyetinde,bulunduğunuz bu meşru olmayan hareketlere karşı meşru
müdafaa hakkımızı kullanmak biz anne
babaların en doğal hakkıdır,diye düşünüyor,gençlerimizden (en kibar halimle
dediğime emin olabilirsiniz)gerçek gereksinmelerini gidermek için
oynatmadığınız elinizi bir çekin,diyorum…
Meşru
müdafaa hakkımı kullanarak,madem bu kadar toplum aile yaşantısını iyi
biliyorsunuz,örnek olarak bizde sizin ailenizi 24 saat izleyelim.
Anne baba olarak çocuklarımıza ve onların
üzerinden biz ailelere gelen yanlış davranışını meşru müdafaa hakkımı
kullanarak en demokratik hakkım olan sözcüklerimle kullanıyor bir kez daha
gençlerimizin üzerinden elinizi çekin ,diyorum.Çünkü onlar Türkiye
Cumhuriyet’inin ,Atatürk’ün izinde yürüyen pırıl pırıl genç nesli…Ş.Ö
kesınlıkle katılıyorum
YanıtlaSil