Diyoruz ki,bir türlü bahar
gelmedi.Üşümelerimiz sürüyor,tenimizde.
Rüzgardan uçuşuyor saçlarımız.Zamansız
aniden başlayan yağmurlar
sağanağa dönüşüp ,birden duruveriyor.Mart
bitip,Nisan’ın sonu gelmiş , baharın bitmesine bir ay kalmışken ,daha bir türlü
bahar olamadı,diyebiliyoruz.Bu sabah yürüyüşe çıktığımda düşünüyorum,belki de
bahar mevsimine haksızlık ediyoruz…
Biliyorum ki birçok gün inanılmaz
güzelliklerle doğan güneşini bizden esirgemedi.Bulutların grilere hatta kap
karalara büründüğü anlarda bile kapıdan başını uzatıp neşeyle gülümseyen bir
çocuğun tebessümü gibi ışınlarını sızdırdı,toprağı üstüne,denizin laciverdine.
Ve baharın en belirgin özelliği olan
ağaçların çiçek açmasını, yeşillere
bürünmesini, o sevdiğimiz kokulu
çileğin, çağla bademin, can eriğin çıkmasını, bahar mevsiminin başlangıcından
beri aslında bizimle olduğunu, göz ardı ederek bir türlü bahar gelmedi,
diyebiliyoruz…
Oysa ki
bahar ayında çocukların renkli uçurtmaları nasılda gökyüzüne
bıraktıklarını,yürürken kuş seslerinin cıvıl cıvıl daha canlı olduğunu,bahara
düşen bir yaz günü sıcağında insanların nasıl kısa kollu tişörtlerle dışarı
çıktığını hatırladığımda,bahar mevsimine haksızlık yaptığımızı düşünüyorum.
Mevsim ilkbahar iken bahara an an düşen
kış günlerini arada
hissediyorsak ta ,aylardan Nisan ve
Nisan’ın bir bahar ayı olduğunu hiçbir şey değiştirmiyor.Güneşi fotoğrafta ters çevirdim,güneş yine denizin
içindeydi.Hava soğuk olsa bile bahar yine ilkbahar…Bahar mevsiminin güzelliğini
yakalayabilen gözlerden,yüreklerden olmanız dileğiyle,gününüz aydın olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder