#otizmifarketyasamipaylas
#2NisanOtizmOrtakYayin
ORTAK YAYIN YAZISI – OTİZM DOSTLARI DERNEĞİ
2 Nisan 2014
YAŞAMA ORTAK PENCEREDEN BAKMAK
Bugün, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü.
2 Nisan, tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratarak otizmden
kaynaklanan sorunlara çözümler yaratmak amacıyla, 2008 yılında Birleşmiş
Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan
edildi.
Her yıl, “Otizm Farkındalık Ayı” olan Nisan ayı boyunca dünya genelinde
otizmin sorunlarını ve çözümleri konuşuluyor, araştırmaların teşvik
edilmesi ve erken teşhisle tedavinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.
OTİZM, doğuştan gelişen, genetik altyapıya dayanan, karmaşık
nörolojik-biyolojik tabanlı bir gelişim bozukluğu. Başkalarıyla
etkileşimde bulunmayı engelleyerek bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa
kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkarak
çocukların sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak
etkiliyor.
Amerikan Sağlık Bakanlığı verilerine göre bugün dünya genelinde okul çağındaki her 88 çocuktan biri otizm teşhisi alıyor.
Otizm erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 3-4 kat daha fazla
görülüyor, her 54 erkek çocuktan biri günümüzde otizm riski taşıyor.
Dünyada son yıllarda şeker, kanser ve AIDS dahil olmak üzere bir çok hastalıktan daha fazla sayıda otizm teşhisi alınıyor.
Ülkemizde sağlıklı istatistikler olmaması nedeniyle, tahmini olarak
550.000 otizmli birey ile 0-14 yaş grubunda 150.000 civarında otizmli
çocuk bulunduğunu varsayıyoruz. Otizmli bireylerin ebeveynleri,
kardeşleri, yakın akraba ve çevreleri de hesaba katıldığı zaman,
Türkiye’de her ile yayılmış durumda otizmden etkilenen 2 milyondan fazla
vatandaşımızdan bahsedebiliriz.
Otizmin kapısını açmak için ilk önemli adım, erken teşhis. Otizm,
yaklaşık bir yaş civarında ilk belirtilerini gösteriyor. Annenin sesi ve
gülümsemesi gibi sosyal uyaranlara bebeğin tepkisiz kalması veya
tepkilerinde yavaşlık olması, göz teması kurmada zorluklar, motor
gelişmede ve taklit becerilerinde gecikme, uyku ve yemek düzeninde
sorunlar ilk belirtiler arasında sayılabilir. Ve erken teşhis, otizmli
çocuğun gerekli eğitim ve tedavileri alarak hayata katılması için ilk
önemli adım.
Otizmin tedavisi var mı? Otizm, beş bilinmeyenli bir denklem gibi:
Nedenleri tam olarak saptanamadığı gibi tek bir kesin tedavisi de
günümüzde “henüz” mevcut değil! Otizm, toplumsal fark, ırk, dil, din
gözetmiyor, çocuk yetiştirme biçiminizle veya sosyo-ekonomik
koşullarınızla da ilgilenmiyor. Genetik faktörlerin yanı sıra, çevresel
koşulların – yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, yanlış
ilaç kullanımı, ağır metaller, aşılarda bulunan bazı koruyucu maddeler
vb.- otizmi tetiklediği düşünülüyor.
Otizmde biyolojik tedaviler ile ilgili çalışmalar devam ederken, bugün
için kabul edilen en önemli tedavi aracı, erken yaşta verilmeye başlanan
yoğun bireysel özel eğitim. Doğal gelişim gösteren her çocuğun
kendiliğinden öğrendiği her şeyi, otizmli bir çocuğa özel eğitim yardımı
ile öğretmek zorundasınız. Bu durum bazen iğneyle kuyu kazmaya benzese
bile, her otizmli çocuk kendine göre bir öğrenme biçimine sahip. Önemli
olan, kapıyı açacak doğru anahtarı bulmak.
Bilimsel olarak erken yaştaki çocuk için kanıtlanmış yoğun eğitim süresi
haftada bireysel ve grup eğitimi olarak 40 saat. Oysa ülkemizde sosyal
güvenlik kapsamında “otizm özel eğitim raporlu” çocuklar için aylık 6-
12 saat olan özel eğitim süreci, dünya genelinin oldukça gerisinde
kalıyor.
Otizmli çocukların mutlaka eğitim sistemi içinde yer almaları gerekiyor.
Çünkü eğitim, otizmli birey için her şeyden önce “tedavi” anlamına
geliyor. Otizmi diğer engel gruplarından ayıran en önemli fark; erken
tanı ve erken bireysel/kaynaştırma eğitimiyle otizmli çocukların
sorunlarının büyük bir kısmını aşmaları.
Oysa yaşamsal gerçekler çok farklı. Otizmli/Aspergerli çocuk, genellikle
bilgi eksikliğinden kaynaklanan dirençleri nedeniyle, okul yönetimleri,
öğretmenler ve diğer veliler tarafından okulda “istenmeyen çocuk” ilan
ediliyor. Kaynaştırma raporlarına rağmen, okul idareleri otizmli
kaynaştırma öğrencisinin kaydını almak istemiyorlar. Oysa okul yaşamı
esnasında yaşanan sorunların büyük bir kısmını hoşgörü, anlayış ve bilgi
yetersizliğinin giderilmesi ile çözebiliriz, yeter ki toplum tarafından
yaşamın her anında farklı gelişim gösteren bireylere dayatılan en büyük
“engel” olan ayrımcılığı yok edelim!
Otizmin oldukça karmaşık yapısı, otizmli bireyle birlikte ailesi başta
olmak üzere yakın çevresindeki herkesi hayatın tüm evrelerinde
etkiliyor. Otizmli bir çocuğun ilerlemesinde en büyük sorumluluk
ailelerde, en ağır yük de annelerin omzunda! Otizmden etkilenen bireyin
ve ailesinin her şeyden önce yalnız ve ötelenmiş bir hayata mahkum
edilmemesi için, özellikle doğal gelişim gösteren çocuk ebeveynlerinin
toplumsal yaşamı paylaşmayı öğrenmeleri gerekiyor.
Otizm Dostları Derneği ODDER, Türkiye’de ilk defa otizmli çocuk sahibi
aileler ile doğal gelişim gösteren çocuk ailelerinin bir arada üretip,
çalıştığı bir sivil toplum örgütü. Bütünleşik bir sosyal hayatı birlikte
paylaşarak, ayrımcılıktan uzak yaşamak isteyen, dolayısıyla sadece
kendi başına gelenlerle değil, sosyal yaşam içinde var olan
haksızlıklarla da ilgilenen üyeleri ve gönüllü destekçileri ile ODDER,
tüm çocukların birbirlerindeki farklılıklardan öğrenerek, anlayışla ve
sevgiyle büyümesini sağlamak için çalışacak. İstiyoruz ki, çocuklarımızı
büyütürken karşılaştığımız sorunları paylaşarak, birbirimizden
öğrenerek ve zorluklarda destek olarak ayrımcılığı engellemek için hep
birlikte çalışalım.
Lütfen, gündelik hayatın içinde karşılaştığınız ağlayan bir çocuğu
yargılayıp, annesine laf etmeden önce bir an düşünün. Çocuğunuzun
sınıfında otizmli bir çocuğun da olmasının, farklılıkları yaşayarak
öğrenecek kendi çocuğunuza da faydası olacağını lütfen unutmayın.
Eğer siz de “bir küçücük merhaba’nın derin dostluk etkisini bilen
yüreklere sahip çocuklar büyütmek istiyorum” diyorsanız, otizmli
çocukların ve anne-babalarının seslerine kulak verin, sesimize ses
katın, otizmin bilinirliği ve sorunların çözümü için gönüllü destek
verin ki, çocuklarımız hep beraber büyüsün ( Çünkü her çocuk
farklılıkları ile yaşamda yer almayı hak eder!
Nisan Dünya Otizm Farkındalık Ayı’nda yaşamı paylaşalım, çocuklarımızın geleceğini aydınlatalım!
OTİZM DOSTLARI DERNEĞİ -ODDER
E-posta: otizmdostlari@gmail.com
Facebook: www.facebook.com/groups/otizmdostlaridernegi/
Twitter: @OtizmDostlari
IG: @otizmdostlarıODDER
www.otizmdostlaridernegi.org
#otizmifarketyasamipaylas
Toplumun bilinçlenmesi adına, güzel ve yararlı etkinlikleri paylaşmak gerektiğine gönülden inanıyorum. Bilgilendirici yazınız , duyurunuz ne güzel olmuş.
YanıtlaSilGerçekten de otistik çocukların; toplumda dışlanmadan, uygun yaklaşımlarla, kabul görerek, destekleyici eğitsel çalışmalarla eğitilmesi hem kendilerine, hem ailelerine büyük katkı sağlıyor. Tabii ki kolay değil, uzun bir yol, ancak sonuçta kazanılan çok şey var.
"Yaşamı paylaşmak" adına; sıcak bir gülümsemenin, bir bakışın, bir el tutmanın bile ne büyük katkısı var...
Tüm çocuklara daha güzel bir gelecek diliyorum. Sevgiyle...