21 Ekim 2014 Salı



Gün ağarmadan başlayan zamanlarımda sessizliğin sessiz canları renk olur,düş olur,yeni açan bir fidan olur.Yürürken parmak uçlarında dans eden olursun,özgürce dönen martıların eşliğinde.Vapurların sessizliği delen sesini bile kuşların kanat çırpışındaki ezgilerinde  yok eder,balıkçıların oltasını sallarken çıkan vız sesinden öte değil deyip,gün ağarmadan başlayan zamanında çocuk yüreğinle gülümseyiverirsin.
Sonra gün ağarmadan başlayan zamanların umuda dönüşen öylesine
güzel anını yavaş yavaş kucaklarsın.Aşkı fısıldayan bir çift kumrunun,
merhaba diyen karganın,uzaktan çanak antenlerine benzettiğin renkli şemsiyelerin,açan tomurcuğun ve gördüğün tüm canların güne başlama zamanı gelmiştir.Güneş,her şeye hissedebildikleri kadar gün
ağarmadan başlayan zamanlarında  aydınlık olmak için usul usul doğmaktadır..Günaydın Dünya’m…
























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder