11 Kasım 2010 Perşembe

HAYATA TUTUNMAK






















Uykum kaçtığında elime kalemi alır, kağıtlarıma bir şeyler karalardım. Kesinlikle sözcükleri ve çizgileri seviyorum. Aklıma hayata tutunmak ile ilgili bir şeyler yazmak geldi. Yaşama tutunmayı, daha çok amansız bir hastalığa yakalanmış insanların, yaşamak için gösterdikleri çaba, yaşama sevinçlerini göstermeleri olarak algılıyorum. Ve buna büyük bir takdirle bakıyorum. Çünkü biz sağlıklı insanların kıymetini bilemediğimiz yaşama verdikleri değer, yaşama tutunmaları sözcüklerle anlatılması oldukça güç bir his.

Ve bu gece nedense on dört yaşındaki kalp bölümünde tanıdığım küçük arkadaşım geldi, aklıma. Görünce bakamayacağınız kadar güzel lacivert gözler, zarif ince hatlı küçük arkadaşım. Her şeyden önemlisi o kadar acısı olmasına karşın konuşmasındaki güzellik, yüzünden silmemeye çalıştığı gülümsemesi. Kalbine takılacak pili vücudu kabul etmediği için, uyum sağlayana kadar üzerine takılı bilemediğim çubuklar ve bunlar kendisine hiç acı vermiyor gibi dolaşan küçük, ama yüreği kocaman bir kız çocuğu..

Çoğumuzda olmayan yaşama isteği, -ki bence yaşama tutunmak budur- küçük arkadaşımı hala yaşatıyor.
Onun arada olduğu ameliyatlar ve hastanede uzun yatmaları ne yaşama tutunmasını elinden aldı, ne de dans etme isteğini. Gecenin bu saatinde seni yazarken pille çalışan o küçücük yüreğine sevgiler yolluyorum, güzel kız..

Yaşama tutunduğunuzu hissetmek ne aldığınız ev, ne araba, ne de amaçlarınız olan diğer şeylerde saklı. Yaşama tutunmak, sağlıkla alabildiğimiz tek bir solukta gizli. Nefes aldığımızda gülümseyebiliyorsak, şükür etmesini biliyorsak, yaşama tutunmanın basamaklarına adım atmış sayılırız..

Ş.Ö

3 yorum:

  1. Çok güzel yazmışsın... Sık sık hastanelere yolu düşen biri olarak sağlıklı olmanın ne demek olduğunu gayet iyi anlayabiliyorum... Kalemine sağlık, iyi bayramlar.

    YanıtlaSil
  2. yüreğine sağlık sevgili arkadaşım...iyi bayramlar dilyorum şimdiden

    YanıtlaSil