3 Kasım 2010 Çarşamba

KARŞIYAKA SAHİLİ

























Akıp giden günün geceye başlayacağı ilk anlarda denizin, kış güneşine veda edişini yakalamak. Koyu mavilerin, soğuk grimsi dalgalarının üstünde uçan birkaç martının hüzünden mi, özlemden mi, mutluluktan mı acaba diyerek kanat çırpınışlarına kulak verdiğiniz anda, inanılmaz kıpkırmızılığına bürünmüş güneşin, her ton portakal tonuna dönüşerek adım adım batışını izlemek, Karşıyaka sahilinde…
Ve aniden keskin bir bıçak gibi yüzünü kesen, gözlerinizden sessizce akacak birkaç damla yaş oluşturan rüzgara karşın, öyle başkadır ki, İzmir körfezine veda eden güneşin batışı yakalamak, Karşıyaka’nın eşsiz sahilinde…

Gün renkleri,
Yok olsa da,
Yavaş yavaş.
Rüzgar üşütse de
Tenini.
Yok olsa da,
Martıların
Her birisi.
Yanmaya başlar,lambalar
Bir bir,
Karşıyaka sahilinde…
Birbirine sarılmış,
İki sevgili.
Yürüyen herhangi birinin,
Tebessümü.
Yosun kokusunun güzelliği
Bir duble rakıya
Eşlik eden
Kömürde balığın kokusu
Buzlu bademin
Dudağın ucundaki
Lezizliği…
Ve yüreğimizdeki
Sevgisi ile
Karşıyaka sahili
Geceye başlar,
Usulca…

Ş.Ö

2 yorum:

  1. Bu güzel dizelerden sonra "ver elini İzmir" diyesim geldi Nehire... İçimde bir İzmir hasreti kabarttın nedense... Selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Yüreğinize özlemin tebessümünü dokundurabildiysem,ne mutlu bana.Size de sevgiler Karşıyaka'dan...

    YanıtlaSil