Biliyordum,akşamüstü kesilen yağmur,rüzgarın sert esintisini yok etmiş.Soğuğu buz gibi
geceye yaymıştı.Gökyüzü üşüyen bir mavinin tonlarını taşırken aslına dönen yıldızlar ise buzul
mavinin etkisiyle mat griler halinde gecenin ışıklarıydı.Gece ışıkları yazdığım
sözcükler uykumdaki rüyalarımın
renkleriydi…
5/Aralık/2013
Gün daha aydınlanmadan pırıl pırıl bir sabahın
notalarını fısıldıyordu,kulağıma.Karşı kıyının uzak ışıkları,kuşların
ulaşamadığım hızları,duru suyun zarif kıvrılmaları,uzaklaşan gemiler,kargam,
martım,kumrum ve ağaçlarım,güneş avuçlarıma dokunurken,bana eşlik eden ,yaşam
yolundaki anlardı,canlardı…
Hava soğuk muydu?Evet soğuktu lakin güneşin ısıtan yanını
görmesini bilen yüreklerimiz vardı.Umuda açılan bir kapının kocaman portakal
turuncusuna karışmış sarı bir ışık olduğu düşünebiliyorsanız
,gülümseyin.Öylesine çok şeye sahipsiniz ki,tek yapacağınız farkına
varabilmek,baktığınızda görebilmek.Günaydın
Dünya’m…(7 Aralık ,iki gün öncesini düşünün ve gülümseyin)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder