Soğuk bir sabah,her günden daha az yolları
adımlayanlar.Bere,atkı ,eldiven sımsıkı sarılı.Yalnızca atkım var,ellerim
üşürse montun içine doğru kaydırıyorum.Bere giyersem, rüzgarın,denizin,kuşun
sesini duyamama korkusu var.Sessizliğin sesliliğini yakalayamayacak gibi
oluyorum.Bugün kuşlar,özgürce uçarlarken rüzgara yenik düşüyorlar.Sanki
kanatları kuklacının elindeki ipe bağlıymış ta arada çekince yalpalıyorlar.Bir
an içim cız ediyor,ipler kopsun,diyorum.
Son adımlara kadar üşüdüğümü fark edemeyecek kadar
umut dolu yüreğim.Üşümüşlük, evin kapısından girince sıcaklığın yüzündeki
kurumuş damlaya,kızarmış buruna dokununca
fark edilecek olması bile öylesine güzel ki.Günaydın Dünya’m…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder