22 Aralık 2010 Çarşamba
















Su sesi, gürül gürül akan bir ırmak, süt liman olmuş bir denizde dalgaların oynaşmaları,çisil  çisil yağan  ya da fırtınalar yaratan bir yağmur, belki de hoş bir melodidir, kulağa gelen. Sonuçta biter, yok olur su sesi…
Artık   sessizliğin ardından  dokunduğu ıslaklıktır su sesi  bir küçük çakıl  taşında, toprakta, bir çiçeğin yapraklarında, pencerenin camında belki de yanağın üstüne duran berrak bir damlada…Ş.Ö

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder