30 Mayıs 2011 Pazartesi

ÖZLEM BİTER Mİ?






















Yağmur damlalarına
Saklarım gözyaşımı
Sensizliğime maske
Suyu bereket sayarım
Sakın sen üzülme
Çiçekleri dallarında bıraktım
Saçına taktığım gül bile
Yalnızca üstüne konan
Kelebek ile dost
Haydi, gülümse…
Kalem, yüreğe izin verdi
Özlem yakmasın içini,diye
Akıl oyun oynatıyor
Kalbimin kağıda yazdığı
Her cümleye
Kalemin siyahında
Hasret sözcükleri olmasa da
Yüreğimde saklı sevdan
Sakın unutma
Bütün hayat bir nefes
Değil mi?
Can ile ölüm an kadar kısa
Değil mi?
Neden sevgili olmaz şeylere
Yüklersin hasreti?
Ayrı olsa bile yürekler,
Sevda yüreğin içinde
Yaşanan özlem
Hiç bitmez ki?
Ş.Ö


29 Mayıs 2011 Pazar

YAŞ, SEVGİDİR BELKİ DE?


















Yaş,
Islaklık ve sımsıcaklık
Islaklık ve sımsıcaklık?
Yüreğin içi sıvıdır /ıslaklık
Yüreğin içi hep hareketlidir /kan ısı/sımsıcaklık
Yürek duygudur,hüzün / mutluluk
Hüzün ağlatır kimi zaman ,gözyaşı ıslaklık/ yaş
Mutluluk ağlatır kimi zaman,gözyaşı ıslaklık /yaş
Yürek yaş’ tır
Yaş , zaman
Zaman an kadar kısa
Bilinmez belki de ondandır
Her nefes aldığımda hayata sarılışım
Ve sarıldığımda yüreğimde biriken
Kimi hüzün kimi mutluluk olan gözyaşım
Gözyaşı, ıslak ve bir o kadar da sımsıcak
Yaş,
Ne dersiniz yalnızca
Sevgidir, belki de?
Ş.Ö

22 Mayıs 2011 Pazar

YAZLIK SİNEMALARIM
















Güneş ışınlarının gölgeleri bırakmasına az kalmıştı. Birazdan verandaya çıkabilecekti. Mutfağa yöneldi, su ısıtıcısını fişe taktı. Nescafesini hazırlamanın zamanıydı.Bankonun üzerine gözleri takıldı.Çocukları için yaptığı limonlu kurabiyeler ve şeftalili turta. Bir tane kurabiye alıp ağzına attı.Hım harika olmuş, aslında
yemeyecekti. Kendi kendini avuturcasına,bu nasıl olmuş diye tatmak dedi. Gülümsüyordu. Elinde fincanıyla salondan geçerken sevdiği cd yi takmayı da unutmadı…
Veranda, bahçe ve deniz…
Kahvesinden bir yudum alıp,fincanı sehpanın üstüne bıraktı. Oturduğu koltuktan bahçedeki tüm renklerin güzelliğini görüyor, çiçeklerin mis kokularını, hafif esen imbat sayesinde içine çekebiliyordu.Köşede büyük bir öbek ortancaları vardı.Mor ortancalar ışık yansımalarıyla leylak renginin tüm tonlarına dönüşüyor,iri yeşil yapraklarla eşsiz bir görünüm sunuyorlardı.Ara ara diktiği gül fidanları,özellikle kayısı rengi açanını bulana kadar ne çok dolaşmıştı.Bahçe kapısından girenleri yol boyunca neşeyle karşılayan bin bir renkli katır tırnaklarını da unutmamak gerekirdi…
Kahve fincanı elinde,içerden gelen müziğin ritimlerine yeni şarkı sözleri uyduruyordu.Kızı yanında olsa,kesinlikle şarkıyı doğru söyle anne diyecekti.Oysa o sözlerin hepsini aklında tutma çabasına girmiyor,kendinden renkler katıyordu…
……
Merhaba anne dedi,oğlu.Denizden dönüyorlardı.Kızı gözünü nescafe fincanına dikmiş,bize ne yaptın can kuşum , dedi arka bahçedeki duşa yöneldi. Birden döndü,plaj çantasın içinden film cdlerini çıkardı.Bunlar ıslanmasın,anne…
Arka taraftan iki kardeşin neşeli duş sesleri geliyordu. Aniden sessizlik,eve girmişlerdi. Filmleri eline aldı.Teknoloji,her film evde seyrediliyordu.Bu güzelim yaz akşamında evin içinde film seyretmek.Birden kendinin şanslı olduğunu düşündü.Çünkü onun hayatında unutamadığı yazlık sinemaları vardı…
…….
………
İlk yazlık sinemalarını anne ve babasından dinleyip,öğrenmişti. Kendisi beş, erkek kardeşi dört yaşındayken,sinema diye tuttururlarmış.Kendiniz gidebilir misiniz,dermiş annesi.Minik boylarına karşılık,sevimli gülüşleriyle kocaman bir evet çıkarmış,dudaklarından. Bir sokak ötedeki yazlık sinema için babaları tek ana caddeyi geçirir ve gitmeleri için yanlarından ayrılırmış.Ve iki kardeş ellerinde paraları boyları bilet gişesine zar zor yetişerek biletlerini alırlar ve en ön sıraya otururlarmış.Arada alacakları beyaz yada renkli gazozlarını düşünerek.Çünkü sinema onlar için köpüklü gazozların ilk arada alınacağı yermiş. Çok küçükmüşüz nasıl bırakırdınız,diye sorduğunda,annesi,hiç bırakmazdık ki.Baban daha önceden sinemanın sahibiyle konuşurdu ve siz iki kardeş giderken bir gölge gibi arkanızdaydı.Ve ilk yarıda gazozlarınız bittiğinde,biz gelirdik.Masum,mutlu ve uykusu gelmiş çocukların ağırbaşlılığıyla eve dönmeye,öyle hazır olurdunuz ki…
………
Yazlık sinemaları sevmesinde ,anne ve babasının da sinemayı sevmesinin etkisi olduğu bir gerçekti.İlkokula gittiği yıllar siyah beyaz televizyon başlamıştı ama onların evine henüz girmemişti.İyi ki girmediğini düşündü.
İstasyon kahvesini geçtiklerinde iki yazlık sinema vardı.Gündüz filmlere bakarlar hangi sinemaya gideceklerine karar verirlerdi.Bir gecede iki film oynatılırdı,yazlık sinemalarda.İlk film genelde korku filmi olurdu.Nedense dracula filmlerini seviyordu, erkek kardeşi ise korkuyordu.Bu yüzdendir ki,ilk filme annesiyle gider,babası erkek kardeşiyle istasyon kahvesinde oturur,ikinci filme gelirlerdi…
Ne güzeldi,yazlık sinemalar.Liseye başladıklarında yeni evlerine taşınmışlardı.Bahçeli nizam apartmanlardan oluşan bir mahalleydi, sokağın başında kocaman bir yazlık sinema vardı.Ve hala arkadaşlıklarını sürdürdükleri mahalle arkadaşları.Apartmanların büyük bahçelerinin olması,arabaların bu kadar çok olmaması,en önemlisi teknolojinin büyülü dünyası henüz onlara ulaşmadığından, arkadaşlarının sıcak yüreklerini paylaşabilmenin heyecanlarına sahip harika bir çocukluk, gençlik geçirmişti. Arkadaşlarıyla yakar top,voleybol, dokuz kiremit,yüzük,sessiz sinema vs. oyunlarını oynadıkları,uzun tartışmalara daldıkları günün sonunda,akşamı yazlık sinemada noktaladıklarında,tatlı bir uykuya dalmak ne güzeldi…
Üniversiteye başladığında tek tek kapanmaya başlamıştı,yazlık sinemalar ve sonunda hepsi kapandı.İçinde büyük bir boşluk olmuştu.Yıldızların süslediği mavilerin altında, arkadaşlarıyla birlikte hayallere sürükleyen beyazperde ancak kapalı salonlara kalmıştı…
………
……….
Anne anne ,kızının sesiyle kendine geldi, gülümseyerek ona baktı.Filmlerim anne elinde dedi.Al bakalım,canım derken oturduğu koltuktan kalktı.Güneş artık iyice güne veda etmeye hazırlanıyordu. Bahçeye indi,çiçeklerini sulamalıydı. Ve günün son ışıklarında, denize girmeliydi.Sabahın erken saatlerinde, birde güneşin batmaya başladığı an seviyordu,yüzmeyi…
……..
Gazoz köpüklerinin hoşuna giden tadını seven bir kız çocuğunu, yazlık sinemalarının yüreğinde bıraktığı sıcaklığı,bir iki film cdsi sayesinde yüreğinde yeniden yaşatmıştı.
Hayat,geleceğe uzanan bir yol olsa da, geçmişteki olaylar bizi hiç terk etmezler.Yüreğimizin yada aklımızın bir köşesinden zaman zaman çıkarak bizleri ya gülümsetir belki de ağlatabilir. Önemli olan bizi biz yapan değerlerin bunlar olduğunu unutmamalıdır…
……….
Denizden çıkıp,bahçesinden içeriye girdiğinde verandada oturan çocuklarına bakarken,gözlerinde sevgi dolu bir gülümseme vardı. Griden koyu mavilere dönmeye başlayan gece de huzurluydu. Gökyüzüne baktı.Yıldızlar,tıpkı yazlık sinemaya gittiği akşamlar gibi parlıyordu…Ş.Ö








21 Mayıs 2011 Cumartesi





















Giderken arkandan bakıyorum,gözlerim sımsıkı kapalı,dönüp bana baktığında,gözlerime sakladığım yüreğini görme  diye ve göremediğin bir damla saklı kirpiğimin ucunda,uzaklaştığında avucuma akacak yüreğin olan tek damla ve git ki penceremde yüreğime özlem coşkusu  yaşatacak bana dönüş adımlarını  düşleyeyim giden her adımında…Ş.Ö

16 Mayıs 2011 Pazartesi























 Kimi an dolu halinde yağar ya yağmur, deydiği yeri yıkar, darmadağan eder , benimde her harfi dolu tanesi olan  sözcüklerim olacak, yüreği acıtan , sesim çığlık gibi…

Kimi an çisil çisil yağar ya yağmur, mevsim ya  bahardır  ya sonbahar , aldırmazsın ıslanan bedenine, ıslak saçlarına , umut ve huzur vardır yüreğinde,elin güvendiğin avucun içinde, benimde çisil çisil tek tek anlaşır olacak sözcüklerim, sesim kah  kuş cıvıltısı kah hazanın dökülen yaprağının yere dokunuşu gibi fısıltı…

Yağan her damla yağmur dilimin renkli sözcükleri olacak çünkü konuştukça özgürüm…Ş.Ö

GECENİN SİYAH HALLERİNE






















Gece karanlıktı
Siyahın halleri
Gözlerimde ise
Mavilerin koyusu
Laciverdim.
Serin rüzgarın
Ürperen tenimde
Gözlerimden döktürdüğü
Beyaz inciler
Gecenin siyah mavisinde
Parlayan yıldızlardan
Sonraki
Islaklığında özlemler saklı
Gözyaşlarım
Gece!!!
Elimde bir kadeh şarap
Koyu borda
Ve kırmızıların en koyusunda
Şöminede yanan odunların
Sımsıcak ışık yansımaları
Dudağımda buruk tadı
Sen olan yüreğime
Heyecanlar katan
Laciverdimde oluşan
Renk oyunları
Gece!!!
Siyah…
Özlem yüreğimde
Laciverdimi boyadım
Sen dolu
Pırıltılı renklere
Düşler yarattım
Gecenin siyah hallerine…
Ş.Ö