24 Ekim 2014 Cuma



Rüzgarın sesine karışan vapurun motor gürültüsüne rağmen dalgaların kıpırtısında uçuşan martıların bizim özgür sandığımız
aslında vapurun gidiş-dönüş rotasına bağımlı görmek yüreğimin içinde var olan özgürlük kavramını alt üst edebiliyor.Bir parça simidin açlığın yok etmesinin özgürlük sınırına etkisi…
Vapurun güvertesinde 3-5 kişi varız.Üşümenin sınırlarını zorlayan rüzgara karşı oturduğumuza göre hepimizin içinde delice kırmızıya boyanmış,renklerin çoğulunu yaşamak hatta dokunabilmek adına sevinçlere,üzüntülere bambaşka delice bakışlarımız olmalı,diyorum.
Üşüyorum,karşıda hizamda uçan martının gözleri görünceye kadar…
Üşüyorum,denizdeki dalgalardan yüzüme bir damla tuzlu su değinceye kadar…
Üşüyorum,bembeyaz vapurun karanlığa boyanmış yağmur bulutlarının altından süzülürken gri tonlara dönüşerek kayboluşunu,görünceye kadar…
Üşüyorum,ceketimin içinde kendime iyice sarılınca üşüme düşüncesinin yok olacağını, düşününceye kadar…
Üşüyorum,annemin gülüşü gözlerimde eli avucumda,bir anlık kıpırdaması parmak uçlarına kurban olacak yüreğimin sesini işitinceye,kadar…
Üşüyorum,güzelce,üşümenin güzelliği olur mu,olduğunu anlayıncaya kadar...
Üşüyorum,sıcaklıkların dönüşündeki sevgiler özlemler adına.
Üşüyorum,bu aralar çokça…
Üşüyorum,vapurun güvertesinde rüzgara karışan gözyaşlarım yüreğimden avucuma birikip deliliğimin renklerine dönüşünceye kadar…













21 Ekim 2014 Salı



Gün ağarmadan başlayan zamanlarımda sessizliğin sessiz canları renk olur,düş olur,yeni açan bir fidan olur.Yürürken parmak uçlarında dans eden olursun,özgürce dönen martıların eşliğinde.Vapurların sessizliği delen sesini bile kuşların kanat çırpışındaki ezgilerinde  yok eder,balıkçıların oltasını sallarken çıkan vız sesinden öte değil deyip,gün ağarmadan başlayan zamanında çocuk yüreğinle gülümseyiverirsin.
Sonra gün ağarmadan başlayan zamanların umuda dönüşen öylesine
güzel anını yavaş yavaş kucaklarsın.Aşkı fısıldayan bir çift kumrunun,
merhaba diyen karganın,uzaktan çanak antenlerine benzettiğin renkli şemsiyelerin,açan tomurcuğun ve gördüğün tüm canların güne başlama zamanı gelmiştir.Güneş,her şeye hissedebildikleri kadar gün
ağarmadan başlayan zamanlarında  aydınlık olmak için usul usul doğmaktadır..Günaydın Dünya’m…
























19 Ekim 2014 Pazar



Huzur,balıkçıların geceden kalmış çaydanlığına bakıp,sabahın ayazına kadar yapılan sohbetlere kattığı bir yudum buğulu sımsıcaklığın dost gülümsemelerini ,yüreğinle düşleyip,sessizce adımlarına eşlik etmesine izin vermektir,belki de…




17 Ekim 2014 Cuma




Dedi ki: Gölgem,özgürlüğümün dokunulamayan çizgileridir.Uçtukça yüreğimdeki umudu yansıtan neşeli çizgilerdir.Gölgem,bana ben, size ben olmayandır…

16 Ekim 2014 Perşembe