30 Nisan 2014 Çarşamba

''Yüreğim pozitif düşünürse nefes alamayacağım,anlardayım bugünlerde...''



Bir haftaya yakındır,sabahın erken saatlerinde yürüyememenin kendimce bende yarattığı negatifliği atmak üzere pazartesi günü neredeyse koşar adım çıkmıştım.
Havanın dört mevsimi aynı anda yaşattığı anları yakalamak iyi gelmişti.Bir iki yağmur damlası bahar yağmuruydu.Ardından çıkan güneşin yarattığı net görüntüler,yazın durgun sıcaklığı oluvermişti,gözlerimin önünde.Sonra kara bulutlar öyle bir geldi ki sonbaharın hafif esintisi,kışın keskin bıçak gibi yüzü kesen rüzgarına döndü.Kıyı boyunca yolun bir tarafı gri siyah diğer tarafı beyaz mavi tonun öylesine inanılmaz güzelliklerini sunuyordu.Tabiatın diğer renk cümbüşleri eşlik ederken adımlarıma yüreğimin her soluğuna şükür edebilme şansına sahiptim.Dört mevsimi aynı anda yaşayan bana,  fotoğraf  karelerime sığdırdıklarım, sabahın erken saatlerinde yüreğime gözlerime kocaman bir gülümse olmuştu..Ve paylaşmak en güzel mutluluktu.Böyle düşüncelerle geldim,evime…
Günaydın Dünya’m yazamadım.Ekrandan gülümseyen Gizem’in bir yaratık tarafından öldürülmesi,yüreğimin acı nefes alışları oldu,gün boyunca.Bakamadım fotoğrafına Gizem’in.Melek olmuş bedeninle ışıklar içinde uyu,güzel çocuk.Ve diğer kaybettiğimiz çocuk canlar…
Çocuklarınıza çığlık atmasını öğretin demiş ilgili bakanımız. ‘Korktuğu zaman nutku tutuldu’,diye bir cümle var.Hiç mi duymamışlar..?Sanırım duymamışlar.Zaten bir can doğarken çığlık atarak doğar,demek ki yanlış çığlık atmayı öğretmemekten değil,cehaleti giderecek olanakları yaratmamaktan,yaratıp da öğretmemekten geliyor…
Bugünde dört mevsimi yaşadık,yine gün boyu.Yaşamın akışı nefes aldıkça sürüyor.Gülümseyen çocukların umutla yaşadığı zamanların tüketilmediği bir Dünya olsun ,dileğim budur…
İyi akşamlar Dünya’m…

17 Nisan 2014 Perşembe



Geceden başlayan yağmurun sesiyle uyanmak.Islanmanın aptal ıslatandan çok olacağını düşünüp çıkış saatini ertelemek.Balkondan toprağın ,havanın mis temiz kokusuna  karışan yağmur sesli havasını, derince içine çekmek.Sonra birden yağmurun durduğunu görüp saatini kaçırdığın yürüyüşünü ilerleyen  zamana erteleme düşüncesi.Güneşin yansıyan pırıltılarını koyu siyahlarla grilere bulanmış bulut kümelerinin ardından görüp, uçan bir kuşa,geliyorum,diye seslenebilmek.Ve bu gün  çekemediğin fotoğraflar adına 17 Mart’ın sabahından bir kareyle canlara seslenmek.Gün yağmura kucak açmışsa baharda ,güneş ışığını dönen bir pervanenin çemberinden saçıyorsa ara ara ,bir damla yağmuru avucunda hissetmek öylesine güzeldir,aslında.Gün,yüreğinizde aysın,günaydın Dünya’m…

16 Nisan 2014 Çarşamba



9 Şubat / 4 Nisan,kışın bahara geçişi.Hayatımız iki dudak arası nefes iken, yaşam yolunun virajları,inip çıkışları hayatımıza değişiklikler getirir.Tıpkı doğanın mevsim anlarında yaşadığı değişiklikler gibi.Güne uyandığınızda  hayatınızın yaşam yolunu adımlarken bakış açınız yüreğinizi gülümsetecek anlarla dolu olsun ki,umutsuzluğa düştüğünüz bir an yüreğinizde biriktirdikleriniz elinizden tutabilsin…
İşte yeni yeniden yeni bir gün ve yeni bir günle,günaydın Dünya’m…



14 Nisan 2014 Pazartesi



Deniz kestanesini az sızma yağ dökülmüş beyaz bir tabağa kırdığınızda güneşin renginde bir yuvarlak (ki, denizin bize sunduğu en lezzetli deniz ürünlerinden biri olduğunu kesindir.)gözlerinizin önünde bol limon sıkıp yiyeceğiniz bir lezzet ve öylesine güzel görünen bir manzaradan farksız olarak durur.Güneşin sıcaklığı içimize, deniz kestanesinin lezzeti de damak zevkimize iyi gelir.İnsanın kendisine iyi gelenlerle mutlu olmaması mümkün müdür?
Bugün güneş, deniz kestanesi görünümünde gözlerimin önündeydi.Gülümsedim.Sizi gülümsetecek notlarınızın, aklınızın bir köşesinden yüreğinize sesleneceği bir gününüz olsun.Günaydın Dünya’m… 



























13 Nisan 2014 Pazar



Gün, huzura açılan anlarla doluydu.Durgun,yalın,bir o kadar da sessiz.Sabahın sessizliğini yüreğime koydum,geldim.Gününüz sakin,sakin olduğu kadar hareketli,hareketli olduğu kadar yüreğinizi gülümsetecek anlarla dolu geçsin.Günaydın Dünya'm...













11 Nisan 2014 Cuma



Gün, gecenin fırtınalı yağmurundan sonra sabaha grinin duru bir sessizliğiyle uyanmış,dinleniyor gibiydi.Islak yolları,toprağın yağmurdan sonra bize sunduğu mis kokusunu içime çekerek adımlarken, güneşin belli belirsiz kimi zamanda sanki hiç yağmurdan eser yokmuş gibi güne sunduğu renkler canıma nefes oluyordu.Eve, çok uzaktan çektiğim bu son kare fotoğrafın  nasıl çıkacağını merak ederek geldim .Gün,şehrin üzerinden uyanıyordu.Gülümsedim.Gülümseyerek uyanabileceğimiz çoğullarımız olsun,umuda küstüğümüz anlarda.
Gün, bahar yağmurunun bereketiyle geçsin.Günaydın Dünya’m…