20 Şubat 2015 Cuma



Öyle soğuktur hava,bir bıçağın çelik yüzü değdiğinde ince bir çizik olsa teninizde acısı içinizi sızlatacak kadar derindir ya rüzgar an kadar değse kirpik uçlarınıza gözyaşı damlanız buz tutmuş yağmur damlası gibi akar yanağınızın üstünden usulca.O misaldir,bizim Karşıyaka’nın soğuğu.Dışarı çıkarsın,derin bir nefes,aldığın soluk direk akciğerlerini dondurur.Kar olsaydı bari, dersin.Kar taneleri düştür.Yüksek yerlerinde varsa biraz kar,kıyı şeridinde uçuşan beyaz toz taneleri gibi konduğu gibi yok olur ,masal gibidir,kıyıda kar…

Gün ayaza kucak açtığında,yolları adımlamanın öyle bir güzelliği vardır ki,unutursun soğuğu.Yanağındaki buz tanesi gözyaşın,gülümsemenle birlikte renkli bir kar kristaline döndüğünü sanırsın.Bakış açınızdaki renklerin dili ayazın soğuk grilerinde dans etmektedir.Üşümüş kuşların hiç kımıldamadan duruşları sihirli bir değnekle hareketlenir,her kanat çırpış bir yansıma bir şölendir,
yüreğinizde.Doğa günün ayazını boyamaya başlar,yüreğiniz ısıtır,renklerin yansıyan sıcaklığıyla.Güneş anlarda da olsa ışıklarını ayaza kucak açmış gri bulutların arasından yollar.Ve ben güneşe doğru yol alırım,her adımımla…
































16 Şubat 2015 Pazartesi

Yürürken tüm kuşlara, günaydın kızlar, dediğimi fark ettim. Kuşlar gibi özgür olabilen kadınların mutlu olabilme olasılığındandır, kimbilir...