24 Nisan 2013 Çarşamba








































































































Diyoruz ki,bir türlü bahar gelmedi.Üşümelerimiz sürüyor,tenimizde.
Rüzgardan uçuşuyor saçlarımız.Zamansız aniden başlayan yağmurlar
sağanağa dönüşüp ,birden duruveriyor.Mart bitip,Nisan’ın sonu gelmiş , baharın bitmesine bir ay kalmışken ,daha bir türlü bahar olamadı,diyebiliyoruz.Bu sabah yürüyüşe çıktığımda düşünüyorum,belki de bahar mevsimine haksızlık ediyoruz…
Biliyorum ki birçok gün inanılmaz güzelliklerle doğan güneşini bizden esirgemedi.Bulutların grilere hatta kap karalara büründüğü anlarda bile kapıdan başını uzatıp neşeyle gülümseyen bir çocuğun tebessümü gibi ışınlarını sızdırdı,toprağı üstüne,denizin laciverdine.
Ve baharın en belirgin özelliği olan ağaçların çiçek açmasını,   yeşillere bürünmesini, o sevdiğimiz  kokulu çileğin, çağla bademin, can eriğin çıkmasını, bahar mevsiminin başlangıcından beri aslında bizimle olduğunu, göz ardı ederek bir türlü bahar gelmedi,
diyebiliyoruz…
Oysa ki  bahar ayında çocukların renkli uçurtmaları nasılda gökyüzüne bıraktıklarını,yürürken kuş seslerinin cıvıl cıvıl daha canlı olduğunu,bahara düşen bir yaz günü sıcağında insanların nasıl kısa kollu tişörtlerle dışarı çıktığını hatırladığımda,bahar mevsimine haksızlık yaptığımızı düşünüyorum.
Mevsim ilkbahar iken bahara an an düşen kış günlerini arada
hissediyorsak ta ,aylardan Nisan ve Nisan’ın bir bahar ayı olduğunu hiçbir şey değiştirmiyor.Güneşi  fotoğrafta ters çevirdim,güneş yine denizin içindeydi.Hava soğuk olsa bile bahar yine ilkbahar…Bahar mevsiminin güzelliğini yakalayabilen gözlerden,yüreklerden olmanız dileğiyle,gününüz aydın olsun…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder