5 Ekim 2010 Salı

ÜÇ BALIK, BİR ADAM VE DUYGULARIM















Bugün güneşin gülen yüzüne göre bahar, dökülmüş sarı, kızılımsı
yapraklara göre sonbahar, esen buz gibi rüzgara göre bir kış sabahındaydım.Temiz havayı ciğerlerime doldururken, gözlerim deniz  kıyısındaki kovaya takıldı.İçinde üç balık az bir suda yüzüyordu. Kovaya,düşüyormuş gibi yapıp bir tekme atsam, hepsi yeniden denize  gideceklerdi.Yapmadım,daha doğrusu yapamadım.Nihayet gözlerimi kovadan ayırıp, yanı başında duran yaşlı adama bakmak aklıma gelmişti.Yaşlı mıydı, bilmiyorum .Başındaki bereden gözüken beyaz saçlar ve 

yüzündeki derin çizgiler beni  böyle düşündürmüştü…
Erken saatlerde çıkmıştım,oysa o kim bilir bu üç balığı yakalamak için kaç  saattir, buradaydı. Elleri misinasında, gözleri ise denize dalmıştı.İyi ki kovayı tekmelememiştim.Gözlerimi gökyüzüne kaldırdım, (nedense onun her yerde olduğunu bildiğim halde hala yukarıya bakmaktan vazgeçemiyordum)Allah’ıma bana düşünüp hareket etmemi sağladığı için teşekkür ettim.Kovadaki balıklar evde bekleyenlerin yemeği olabilirdi yada parası için satıla bilirdi.Her ne için olursa olsun benim karışmaya hakkım yoktu.Ne adamın işine, ne balığın kaderine…
Her gün yeni bir şeyler öğrenirken, öğrendiklerimizi de unutturmayacak olaylar yaşamamız çok güzel.Bu sabah düşünüp hareket etmenin yararlı olacağını bir kez daha hatırlattı bana, üç balık ve bir adam…İkincisi ise herkesin bir şeyleri yapması için bir nedeni vardır.Ben yada bir başkası bunun doğru yada yanlış olduğuna karar verip,kimseyi yargılayıp, işlerine burnumuzu sokamayız.Yaşanan hayat ve yapılan olaydan kişi kendisi sorumludur ve bu Allah ile kendi arasındadır…
Deniz kıyısında dalgaların sesini dinleyerek yürümemi sürdürürken,
kimsenin  işine ve  kaderine karışmasam da, biri dönüp bana bir şey sorar yada benden bir şey isterse diye,yüreğimde herkese verecek sevgiler dolu duygularım olduğu için, ne kadar şanslıydım.
Gülümsedim, üç balık, bir adam  ve hayatın  anlarındaki  duygularım…

Ş.Ö

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder