22 Kasım 2010 Pazartesi

Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu bloğunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.

Mim Kuralları:
- Mimlenenler mimi cevaplamak zorundadırlar, mim bozulamaz.
- Mimin bozulması teklif dahi edilemez.
- Mim yalnızca 3 kişiye gönderilebilir.
- Karşılıklı mimlemeler yasaktır.
- Mim, her bir blog için sadece bir kez cevaplanabilir.
- Mim kurallarının ilk 6 maddesi değiştirilemez." 
 İzler ve yansımalar bloğunun sahibi Esmir tarafından yukarıda yazılan konu ile mim'lenmiş bulunuyorum.Ve güzel övgüleriniz içinde ayrıca teşekkürler...

Kitaplıktan gözlerin kapalı haldeyken elini uzatıp bir kitap seçmek.Gözlerim kapalı olsada elimi uzattığımda hangi kitabı seçtiğimi tahmin etmek.Az çok yanılsamda çoğu kitabın yerini biliyorum.
Kitabın adı, Ahmet Yorulmaz’ın Girit’ten göç eden Hasanaki  ve ailesinin yaşamının  anlattıldığı üçleme kitabının  ikincisi ‘Savaşın Çocukları’
İlki Girit’ten Cunda’ya   üçüncüsü Kuşaklar…

Kitapları almamın özel sebebi tarihe merakımın yanında dedemin Girit’ten göç edenlerden olması…

Ve 55.sayfanın ilk paragrafı...

Seçme,iri kuru incirlerin içine ceviz dolduruyordu annem.’’Sikula’’ dediğimiz bu incirler,temiz bir tepsiye doldurulur ve tepsi elime tutuşturulurdu..İki elimle omzum hizasında tuttuğum tepsiyle Varusi’den kente yollanırdım.Dükkanları, kahvehaneleri, meyhaneleri atlamadan tek tek tarardım.Tepsideki incirler tükeninceye kadar sürerdi,bu.Sonra yorgun argın, Varusi’den bize mesken olan bağ evine döner,satıştan  topladığım paraları anneme veriridim.Annem,beni bakkala yollayarak,bu paralarla kuru incirlerin en irilerini ve ve ceviz içi aldırır,ertesi günün malını hazırlamaya başlardı.İncir ve ceviz alımından  artan birkaç kuruş,evimizin geçimine giderdi.Kuru incir tükendiğinde,susam helvası yapardı.Bunlarda geçtiğinde,tabii mevsimine göre,’pasatempos’ denilen kabak çekirdeği,turfanda erik,turfanda çağla satardım.Turfandaları Hanya’nın  daha çok meyhane kesiminde satıyordum…

Nice kitaplar okumam ve okumanız dileğiyle, sevgiyle kalın...

ASLIHAN GÜNDÜZ,DELİLER TEKNESİ,DİCLE KIYISINDA MASAL KENTİM. Bunlarda benim mimlediklerim...

2 yorum:

  1. Sevgili Nehirecim, böylesine güzel yanıtladığın mim için ve dolayısı ile Ahmet Yorulmaz’ın ‘Savaşın Çocukları’ kitabını harika tanıtımın için çok teşekkür ederim.

    Kitapları almanın özel sebebinin tarihe merakın yanında dedenin Girit’ten göç edenlerden olması için çok manidar!benim de baba tarafımdan köklerim Selanikli...Güzel ülkemizin renkli mozağinden güzel örnekler:)

    Kitapları sevmemek mümkün değil!ne güzel ve ne derin dünyaların kapılarını bizlere araladıkları için...

    Tanıtımını yapmış olduğun kitabı en kısa zamanda alınmak üzere "alınacaklar listesine" ilave ettim!

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler,sevgili Esmir...

    YanıtlaSil